Gerçeğin Ölçüsü ve Gerçeğin Ortaya Konması (Mizanü’l-Hak & İzharü’l-Hak)

Özet

Öz: 19. yüzyılda Hıristiyanların Hindistan’daki idareyi ele geçirdikten sonra iktidarlarının gölgesi altında misyoner faaliyetlerini ortaya koymuşlardır. Misyonerler, Hindistan’da halkın kalabalık bulunduğu yerlerde faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır. Onlar, faaliyetlerinin ekserisini Müslümanların üzerine yapmışlardır. Mizanü’l-Hak adlı eser, İslam'a karşı bir propaganda aracı olarak kaleme alınmıştır. Pfander’in Mizanü’l-Hak eserinden ve faaliyetlerinden, başarılı bir misyoner olduğu görüşüne sahip olan İngiltere merkezli British Church Missionary Society -CMS- Pfander’e “Misyonerlerin şampiyonu” lakabını vermiştir. Hıristiyan misyonerlerinin diğer dinlerden daha ziyade İslam aleyhine hem yazılı hem de sözlü meydan okumaları neticesinde dönemin büyük İslam âlimleri endişelenmişler ve bu tür ithamlara cevap vermeye karar vermişlerdir. Agra’daki Kilise Misyonerlik Cemiyeti’nin Church Missionary Society okulunda gerçekleşen Rahmetullah Keyranevi ile papaz Pfander arasındaki meşhur tartışmanın/münazaranın neticesinde İzharü’l-Hak gibi bir eser meydana gelmiştir. Osmanlı Devleti de Rahmetullah Keyranevi’ye ve onun İzharü’l-Hak adlı dünyaca meşhur eserine çok önem vermiştir. İslam dünyası Pfander’in Mizanü’l-Hak isimli eserini İslamiyet’e karşı nasıl tehlikeli gördüyse, Keyranevi’nin İzharü’l-Hak isimli eseri de Hıristiyan dünyasını aynı şekilde ürkütmüştür. Bu makale, münazaranın gerçekleştiği dönem Hindistan’ın genel özelliklerinin, özellikle de dinî durumunun anlaşılmasına ışık tutar. Hindistan halkının bu olaylardan ne ölçüde etkilediğini, İzharü’l-Hak’ın hangi ortamda, nasıl ortaya çıktığını ele almaktadır.

Anahtar Kelimeler
Anahtar Kelimeler: Hindistan, Rahmetullah Keyranevi, İzharü’l-Hak, Hıristiyan misyonerler, Pfander, Mizanü’l-Hak.
Kaynakça