Balance and Exhibition of the Truth (Mizanu’l-Haq & Izharu’l-Haq)
(Gerçeğin Ölçüsü ve Gerçeğin Ortaya Konması (Mizanü’l-Hak & İzharü’l-Hak)
)
Yazar
|
:
Rizwanullah RIZWANULLAH
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2022
|
Sayı |
:
2
|
Sayfa |
:
64-70
|
|
Abstract
Öz:
19. yüzyılda Hıristiyanların Hindistan’daki idareyi ele geçirdikten sonra iktidarlarının gölgesi altında misyoner faaliyetlerini ortaya koymuşlardır. Misyonerler, Hindistan’da halkın kalabalık bulunduğu yerlerde faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır. Onlar, faaliyetlerinin ekserisini Müslümanların üzerine yapmışlardır. Mizanü’l-Hak adlı eser, İslam'a karşı bir propaganda aracı olarak kaleme alınmıştır. Pfander’in Mizanü’l-Hak eserinden ve faaliyetlerinden, başarılı bir misyoner olduğu görüşüne sahip olan İngiltere merkezli British Church Missionary Society -CMS- Pfander’e “Misyonerlerin şampiyonu” lakabını vermiştir.
Hıristiyan misyonerlerinin diğer dinlerden daha ziyade İslam aleyhine hem yazılı hem de sözlü meydan okumaları neticesinde dönemin büyük İslam âlimleri endişelenmişler ve bu tür ithamlara cevap vermeye karar vermişlerdir. Agra’daki Kilise Misyonerlik Cemiyeti’nin Church Missionary Society okulunda gerçekleşen Rahmetullah Keyranevi ile papaz Pfander arasındaki meşhur tartışmanın/münazaranın neticesinde İzharü’l-Hak gibi bir eser meydana gelmiştir. Osmanlı Devleti de Rahmetullah Keyranevi’ye ve onun İzharü’l-Hak adlı dünyaca meşhur eserine çok önem vermiştir. İslam dünyası Pfander’in Mizanü’l-Hak isimli eserini İslamiyet’e karşı nasıl tehlikeli gördüyse, Keyranevi’nin İzharü’l-Hak isimli eseri de Hıristiyan dünyasını aynı şekilde ürkütmüştür.
Bu makale, münazaranın gerçekleştiği dönem Hindistan’ın genel özelliklerinin, özellikle de dinî durumunun anlaşılmasına ışık tutar. Hindistan halkının bu olaylardan ne ölçüde etkilediğini, İzharü’l-Hak’ın hangi ortamda, nasıl ortaya çıktığını ele almaktadır.
Keywords
Anahtar Kelimeler: Hindistan, Rahmetullah Keyranevi, İzharü’l-Hak, Hıristiyan misyonerler, Pfander, Mizanü’l-Hak.
Özet
Abstract:
After the Christians took over the administration in India in the 19th century, they put forward their missionary activities under the shadow of their power. Missionaries intensified their activities in places where the people were crowded in India. They did most of their activities on the Muslims. Mizanu'l-Haq was written as a propaganda tool against Islam. Based on Pfander's Mizanu'l-Haq work and activities, the UK based British Church Missionary Society -CMS-, which had the view that he was a successful missionary, gave Pfander the nickname "Champion of Missionaries". As a result of both written and verbal challenges by Christian missionaries against Islam rather than other religions, the great Islamic scholars of the period were worried and decided to respond to such accusations. As a result of the famous discussion/debate between Rahmatullah Kairanavi and priest Pfander, which took place at the Church Missionary Society school in Agra, a work like Izharu’l-Haq was created. The Ottoman Empire also gave great importance to Rahmatullah Kairanavi and his world-famous work called Izharu'l-Haq. Just as the Islamic world saw Pfander's work Mizanu'l-Haq as dangerous to Islam, Kairanavi's Izharu'l-Haq frightened the Christian world in the same way.
This article throws light upon an understanding of the general characteristics of India, especially its religious situation, at the time of the debate. It deals with the extent to which the people of India were affected by these events, and how and in which environment Izharu’l-Haq emerged.
Anahtar Kelimeler
Keywords: India, Rahmatullah Keyranevi, Izharu'l-Haq, Christian missionaries, Pfander, Mizanu'l-Haq.